İngilizce out👎🏼, Emoji in👍🏼! Dünya artık tek bir ortak dil konuşuyor: Emoji. Özellikle mobil iletişim dünyasının gözdesi emojiler, gerek Twitter, Facebook, Instagram paylaşımlarımızda, gerekse Messenger, Whatsapp, Bip uygulamalarda mesajlaşırken 💬duygu ve düşüncelerimizi ifade etmek için kullandığımız semboller olarak hayatımızın vazgeçilmezi haline geldiler. Tarihçesine baktığımızda 90’lı yılların sonunda Japonya’da 🇯🇵 ortaya çıkan emojinin sözlük anlamı “resim harf”tir. Web ortamına 1998’te .gif uzantısıyla girmeye başlayan emojiler, dünyanın ilk grafikli yüz ifadeleri olarak tarihe geçtiler. Kısa sürede cep telefonlarına 📲da adapte olan bu küçük grafik adamların telif hakları Smiley şirketi tarafından lisanslıdır. Bir resmin bin kelimeye bedel olduğu, beynimizin görsel veriyi yazılı metinden 60 bin kat daha fazla işlediği günümüz iletişim çağında emojiler hemen her yerdeler ve oldukça eğlenceliler. 😎
2016 yılında Instagram özelinde yaklaşık 200 bin kullanıcı ve 6,2 milyon paylaşım üzerinden gerçekleşen bir araştırmaya göre 🔎 ya Instagram’daki yorumların ve altyazıların neredeyse yarısı emojilerden oluşmakta.
Tabii ki emoji dünyasında da bir sezonsallık mevcut. Bazı aylarda kullanım oranı yükselebiliyor. Mesela Aralık ayında günlük emoji kullanımlarına ek 🎃, 🎅🏼, 🎄 gibi emojiler de baskın olurken, yaz aylarında ise 🏝, ☀️, 👙, 🌊 ön planda olabiliyor. Ama 2016’nın en fazla kullanılan emojisi hangisi derseniz: 📸 tahtını kimselere kaptırmıyor! Burda fotoğraf tag’leri etkisi büyük tabi.
Emojiler hayatımızın bu kadar içine girince, elbette markalar da bu eğlenceli alışkanlığı fırsata 💫çevirmekte gecikmiyorlar. Evet emojilerin içeriklerin etkileşim oranlarını arttırmada sihirli bir gücü olduğu kesin. Diğer bir araştırmaya 🔎göre ise, emoji içeren marka içerik paylaşımlarının, içermeyenlere göre kullanıcılarla etkileşim oranları ciddi oranda daha fazla 💪🏼oluyor. Yani emojiler daha çok tıklanmış, yorumlanmış, paylaşılmış diyebiliriz.
Evet, markalar emojileri kullanmalılar ama asıl soru şu: 👀Markalar hangi strateji üzerinden, emojileri kullanıcılarla en etkin şekilde buluşturmalılar? Markalar emojiler aracılığıyla nasıl fark yaratırlar? Cevapları aşağıda 👇🏼 örmekleriyle özetlediğim, 4 farklı 🗝stratejide gizli. Markaların ihtiyaçları, bu 4 farklı stratejiden hangisiyle örtüşüyorsa, o modele uygun emoji uygulamaları geliştirmeliler. Detayları neler, gelin hep beraber inceleyelim.
1- Sosyal Sorumluluk 🤝
General Electric sosyal sorumluluk hedefi ile, özellikle Z kuşağına emoji dilinden bilimi anlatmaya karar verdi. GE ilk önce bilim adamı Bill Nye ile işbirliğine giderek, oluşturduğu emojiscience.com isimli mikro-sitesinde, karmaşık bilim kavramlarını emojilerle anlatan deney videoları yayınladı. Kullanıcılar, Twitter’da GE’nin #EmojiScience kampanyasına katıldıklarında veya 👻Snapchat’te bir emoji gönderdiklerinde deney videosu aldılar. Sosyal sorumluluğa katkı olarak diğer bir örnek ise, WWF’nin 2015 yılında emojiler üzerinden, nesli tehlike altındaki hayvanların korunması için tüm Dünya’nın dikkatini çektiği #EndangeredEmoji kampanyası. Kampanyaya özel hazırlanan web sayfasında, nesli tehlike altında 17 hayvana özel emoji’ler yer alıyor ve hangi emoji’nin hangi hayvanı temsil ettiği gösteriliyor. Kampanyaya katılmak için WWF’in tweetini retweet yaparak kayıt olunuyor. Ardından 17 hayvan emoji’sinden her birini bir ay boyunca tweetlerinizde kaç kere kullanırsanız, WWF yaklaşık 0,10 € değerinde yerel parayla çarparak size bir hesap çıkartıyor. İstenirse bu miktardan farklı bir miktar için de bağış yapılabiliyor.
2- Bağlılık Yaratma 💝
Starbucks geçtiğimiz yıl kullanıcılarına sunduğu emoji klavyesi üzerinden, müşterileriyle yeni bir bağ daha kurmayı başardı. Sosyal medyadaki popülerliğinin gitgide artmasını avantaja çevirerek, Android ve iOS cihazlarla uyumlu özel bir emoji klavyesi geliştirdi. Starbucks ürünlerinin yer aldığı emojilerden oluşan bu klavye ayrıca, WhatsApp, Messenger ve iMessage uygulamalarıyla da uyumlu. Üstelik Starbucks bunu bir adım öteye de taşıyarak, sadece emoji kullanımıyla sınırlı kapmayarak, bunu bir kampanyayla da bağladı ve Starbucks’ın kırmızı kahve bardaklarını Twitter’da paylaşan kullanıcılara 🎁e-gift kart çekilişine katılma imkanı da sağlamış oldu. Bağlılık yaratma konusunda diğer bir başarılı örnek ise L’Oréal’in kullanıcılarına özel geliştirdiği Beaumoji isimli emoji klavyesi. Aslında klavye, kapsamlı dijital inovasyon stratejisinin yalnızca küçük bir parçası. Bu stratejinin içerisinde 👻Snapchat filtreleri, Makeup Genius isimli sanal makyaj uygulaması ve ten sensörlü uygulama My UV Patch de var. Klavye içerisinde Urban Decay, Nyx, Giorgio Armani ve Essie 💅🏼gibi markalarla yaklaşık 130 emojisi bulunuyor. Klavye sayesinde trendlere ayak uyduran genç kullanıcılarla yakın bir bağ kurmayı amaçlan L’Oréal güzellik trendlerinin görsellerini barındıran “It Girl”, yüz maskesi takmış ya da saçlarını boyatan 💆🏻karakterlerin olduğu “Pampered Life” ve marka ürünlerin bulunduğu “Iconic” isimli emoji grupları geliştirmiş.
3- Etkileşim Arttırma 📊
Coca-Cola, Twitter’ın ilk krüresel partneri, ve bunun avantajıyla da, markaya özel tasarlanmış emojileri, Twitter üzerinden kullanıcılara sunmakta. Emojiler, birbiriyle tokuşturulan iki kola şişesinden oluşuyor. Kullanıcıların #ShareACoke hashtagh’iyle yaptıkları paylaşımlarda bu ikonik cam kola şişelerinin emojileri görünüyor. Böylece kullanıcıların paylaşımlarında marka etkileşimi sağlanmış oluyor. Marka etkileşimini emojiler aracılığı ile arttırmanın bir başka yolu ise Google tarafından sunuluyor. 2016 sonu, Google Haritalar servisiyle entegre çalışan chatbot, Twitter’da her hangi bir emoji ile Google’ı mention’ladığınızda o emojiyle ilintili en yakın fiziksel adres paylaşımını GIF‘le cevaplandırıyor. Aşağıdaki örnekten hamburger🍔 emojisi ile tanıttığı servisi inceleyebileceğiniz gibi, Google’ın bu servisi 200 farklı emoji ile de hazırlamış durumda.
4- Satış Arttırma 💰
Markalar, neredeyse mobil cihazlarımıza 📲bağımlı yaşayan bize, yani müşterilerine, “gerçek zamanlı” iletişimlerle ulaşıp hem ihtiyaçları doğru zamanda cevaplayarak müşteri memnuniyetlerini arttırıyorlar, hem de yeni satış kanalları üzerinden ek ciro elde ediyor. Bu kategoriye en başarılı örnek Burger King ve Dominos‘u gösterebiliriz. Burger King, yeni ürünü kızarmış tavukların lansman döneminde kullandığı #chickenfries emoji kampanyası ile ulaştığı hedef kitlesinin, emoji klavyesi ile özellikle sosyal meydada eğlenceli içerikler paylaşmasını sağlayarak satışlarını “dolaylı” bir yoldan arttırmış oldu. Diğer örnek ise tamamen “direk” satışa 🛒 yönelik: Dominos, ABD’de pizza siparişlerinin Twitter üzerinden bir emoji ile alarak Twitter üzerinden gönderilen paylaşımlarında pizza 🍕 emojisi ile Pizza tweetlerini Dominos veri tabanına işliyor ve size hemen geri dönüş yapıyor. #Easyorder hashtag’i altında Twitter sayfasına atılan direk mesajlar Dominos müşteri hizmetleri tarafından değerlendiriliyor. Easy Order müşterinin adresini buluyor ve hemen siparişi gönderiyor. Sistem Dominos’un AnyWhere mobil uygulaması üzerinden çalışmakta. Bu modeli fark yaratan başarılı bir “mobil ticaret” (m-commerce) örneği olarak da gösterebiliriz.
Çok güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.