İçinde bulunduğumuz Dijital Dönüşüm döneminde; “bireyler” olarak elimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlarımız veya “kurumlar” olarak yapay zeka desteli platformlar sayesinde birçok alışkanlığımızın ve iş modellerimizin değiştiğini gözlemliyoruz. Gelecekle ilgili hangi haberi dinlesek veya makeleyi okusak, Dijital Dönüşüm’le beraber hayatımıza giren Yıkıcı (Disruptive) Teknolojiler bu dönüşümün baş kahramanı olarak karşımıza çıkıyor. Peki bu dönüşümün temel hedefi nedir, başarı kriterimiz ne olmalıdır? Cevabı sade ama bir o kadar da güçlü: Değer Yaratmak
Dijital Dönüşüm’e liderlik eden teknoloji girişimleri, aslında ilk kuruldukları andan itibaren kar eden şirketler değil. Bu duruma en çarpıcı örnek olarak Amazon’dur. Yakın zamanda finansal verilerini paylaştığı raporu incelerseniz, şirketin Dünya’nın sayılı teknoloji devleri arasında yer almasına rağmen tam olarak ta kar etmediğini gözlemleyeceksiniz. Ama bu Amazon için bir sorun değil zira Geleneksel Ekonomi modellerinde karlılık temel kriterken, artık Yeni Nesil ekonomi modellerinde “Değer Yaratmak” başarının temel kriteri haline geldi. Değer Yaratmak ise, elinizdeki verinin en etkin, en akıllı şekilde kullanımı ile mümkündür.
İçinde bulunduğumuz Dijital Dönüşüm döneminde, internet üzerinden bilgi alışverişi dönemindeyiz. İşte, Blok Zinciri de yıkıcı etkisini tam olarak bu alanda hissettirmekte. Blockchain teknolojisi sayesinde anonim datalardan değer yaratmak ICO (Initial Coin Offering) modeli ile mümkün. Girişimcilik dünyasında aşina olduğumuz Venture Capital’ler yerine bu sistemde kripto paralar üzerinden şekillenen yeni bir ekonomi modeli ön planda. Token Ekonomi (Tokenomy)
Geçtiğimiz hafta katıldığım Bitrazzi’nin organize ettiği Blockchain Venture Summit 2018 etkinliğinde Token Ekonomisi ve ICO süreçlerini daha da yakından gözlemleyebilme fırsatım oldu. Etkinlikte Bitcoin Foundation, Ripple, Early Bird Ventures, gibi sektörün önde gelen isimlerinin oturumlarının yanı sıra ICO sürecindeki 15 Blockchain girişimi de ayrıca, potansiyel yatırımcılarına kendilerini tanıtırlarken, Token Ekonomi başroldeydi.
Token Ekonomi (Tokenomy) genellikle Asya kökenli yatırımcıların liderliğindeki kripto paralar ile Blockchain girişimleri sundukları servislerin tüm işlevlerini yerine getirebilmesi ve son kullanıcıya başarıyla ulaşabilmesi için dijital varlıklar üzerinden bir değerlemesi olarak özetlenebilir. Bu değerleme, transfer edilebilen bir sahiplik kavramı içermektedir, yani sahip olduğunuz token’ı desteklediği servis tarafından sunulan bir hizmete erişmek için kullanabileceğiniz gibi başka bir birime devredebilirsiniz. Mesela artık çevremizde giderek popüler hale gelen Bitcoin (BTC), Etherium (ETH) gibi kripto para birimleri aslında birer token’dır, ancak her token bir kripto-para birimi olmak zorunda değildir. Bu değerleme, ilgili servisin ön satışı için veya daha uygun fiyatla gelecekteki gelir modeline ortak olunması için Bitcoin veya Etherium karşılığı toplanan finansman gibi düşünebiliriz. Tıpkı melek yatırımcıların, girişimlere destek olduğu modellerdeki gibi aslında. Ama burda bu destek sadece finansman olarak kalmıyor, aynı zamanda yatırım yapılan servis için de bir ekosistem yaratmış oluyor. Ancak son bir yılı analiz ettiğimizde, tablodan da görüldüğü üzere pazarın değeri inişli ve çıkışlı olabiliyor, sistemin doğası gereği.
Yani, ICO kavramı, özellikle blockchain tabanlı projeler için, bu geleneksel yöntemlerin dışına çıkıp talep eden katılımcılara proje ile ilgili oluşturulan token yapısının ön satışını yaparak proje kapsamında sunulacak servisi daha uygun fiyatlarla kullanmalarını ve/veya gelecekteki gelir modeline ortak olmalarını sağlamak olarak özetlenebilir. Bahsettiğim modele en somut örnek olarak, bir mesajlaşma uygulaması olan Kik’i verebilirim.
Kin token yapısı ile birlikte kullanıcılarının uygulama içerisindeki reklam görüntüleme, bir grup sohbetine sponsor olma, bir sohbet oluşturma gibi davranışlarını ödüllendirip, bu ödüllendirme ile kazanılan Kin tokenlarının uygulama içerisindeki çeşitli alışverişlerde kullanılmasını sağlayayabiliyor. Böylece kullanıcının uygulamaya bağımlılığı artıyor ve kullanıcı davranışlarından bir ekonomi modeli şekilleniyor. Böylece geleneksel girişimcilik ekosisteminden farklı olarak, Blockchain tabanlı projelerin ICO sisteminde Davranışsal Ekonomi devreye giriyor. Yani yatırım yapılan servisin, yatırımcıları tarafından kullanılması, kullanım frekansı gibi kriterlerle aslına servis ve yatırımcı arasında bir bağ oluşuyor ve bu da yeni ve geleceği şekillendirecek Davranışsal Ekonomi modelini tetikliyor.
Yukarda yazılanlar belki bugün biraz soyut kalabilir ama Dijital Dönüşüm yolculuğumuzda aslında Blockchain tabanlı girişimleri incelerken yolun ne kadar da başında olduğumuzu bir kez daha gözlemliyoruz. Gelecekte nasıl bir hayatın bizi beklediğini merak edenler için, Netflix’in popüler dizisi Black Mirror’dan konuya en yakın seçtiğim bölümü paylaşmak isterim. Ne dersiniz, belki de 10 yıl sonra uçağa binebilmek için, davranışlarımızla biriktirdiğimiz puanlarımıza göre bilet seçebileceğiz. 😊 Unutmayın; bugün gelecek için ilk adımı atma zamanı, limit ise hayal gücümüz!
“Blockchain, Tokenomy, ICO… Yeni Nesil Ekonomide Odak: Değer Yaratmak&rdquo için 1 yorum